G Ehliyet Ne Kadar? Toplumsal Cinsiyet, Çeşitlilik ve Sosyal Adalet Perspektifinden Bir İnceleme
İstanbul’da yaşayan, farklı kültürlerden, yaşam tarzlarından ve geçmişlerden gelen insanlarla her gün karşılaşıyoruz. Gözlemlediğimde, sokakta, toplu taşımada ya da işyerimde bazen oldukça fark etmeden günlük hayatın içine girmiş, ama aslında toplumsal cinsiyet, çeşitlilik ve sosyal adaletle doğrudan bağlantılı olan birçok konu bulabiliyoruz. Bugün bahsedeceğim şeylerden biri de “G ehliyeti.” Evet, bu basit ama aslında sosyal ve ekonomik birçok yönü olan konuyu incelemek istiyorum: G ehliyeti ne kadar ve bu fiyat toplumsal cinsiyet, çeşitlilik ve sosyal adalet açısından nasıl bir yansıma gösteriyor? Gelin, hep birlikte bunu daha yakından bakalım.
G Ehliyeti: Temel Olarak Ne Demek?
Öncelikle, G ehliyeti hakkında kısa bir hatırlatma yapalım. G ehliyeti, Türkiye’de araç kullanmak için gereken en temel sürücü belgesidir. Bu belgeyi alabilmek için belirli bir yaşa gelmiş, sağlık raporunu almış ve yazılı, direksiyon sınavlarını geçmiş olmanız gerekir. Ancak bu, her ne kadar basit bir prosedür gibi görünse de, G ehliyetinin maliyeti ve bu maliyetin toplumun farklı kesimlerine olan etkisi aslında oldukça büyük bir sosyal mesele. Peki, bu masraflar sadece cüzdanı mı etkiliyor, yoksa toplumsal eşitsizlikleri mi daha da derinleştiriyor?
Toplumsal Cinsiyet ve G Ehliyeti
İstanbul gibi büyük bir şehirde, toplumsal cinsiyet rollerinin ve kadın-erkek eşitsizliğinin ne kadar etkili olduğunu görmek hiç zor değil. Birçok alanda kadınların toplumsal olarak daha fazla engel ile karşılaştığını biliyoruz. G ehliyeti almak da bu engellerden bir tanesi olabilir. Yüksek maliyet, zaman kaybı ve bazen de toplumsal baskılar, kadınların sürücü belgesi almayı engelleyen faktörler arasında yer alıyor. Mesela, bir arkadaşım, üniversite mezunu ve oldukça başarılı bir kariyeri olmasına rağmen, G ehliyeti almak için yeterli maddi kaynağa sahip değil. Ancak, tüm bu engellerin yanı sıra bir de toplumsal baskılar var. Kadınlar genellikle, “Bu kadar masraf yapmaya değer mi?” sorusu ile karşılaşıyor. Çünkü toplum, bazı kadınları “yola çıkmak” yerine, daha “geleneksel” rolleri üstlenmeye yönlendiriyor. Bunu gözlemlerken, bazen kendime şu soruyu soruyorum: “Peki, bu kadınlar gerçekten isteseler de toplumsal baskılar onları sürücü belgesi almayı düşünmekten alıkoyuyor olabilir mi?”
Diğer yandan, kadınların araba kullanma ile ilgili olumsuz yargılarla karşılaşması da bir başka sorun. Toplumda kadınların araç kullanmasının “erkek işi” olduğu algısı, bu tür sosyal engelleri güçlendiriyor. Oysa ki, kadınların toplumda eşit haklara sahip olmaları gerektiği gibi, araba kullanmak da onların doğal haklarıdır. Ama yine de bu eşitsizlik, çoğu kadının G ehliyeti almak konusunda kararsız kalmasına neden oluyor.
Çeşitlilik ve Erişilebilirlik Sorunları
Bir başka önemli konu ise, G ehliyeti almanın çeşitlilik üzerindeki etkisi. Örneğin, maddi durumun düşük olduğu mahallelerde yaşayan bireylerin, sürücü belgesi alma ihtimali ne yazık ki daha düşük. İstanbul’un daha zengin bölgelerinde yaşayan bireylerin, bu konuda daha fazla şansa sahip olduklarını gözlemliyorum. Toplumda maddi açıdan dezavantajlı olanlar, genellikle ehliyet almayı ya hiç düşünmezler ya da daha uzun süre ertelemek zorunda kalırlar. Çünkü sürücü belgesi almanın masrafları sadece kurs ve sınav ücretlerinden ibaret değil; bunun yanı sıra, aile içindeki finansal baskılar ve iş gücü kaybı da devreye giriyor.
Bu noktada, G ehliyeti almak isteyen ancak ekonomik engellerle karşılaşan bireylerin yaşadığı zorlukları düşünmeden edemiyorum. Örneğin, ailemin mahallelerinden birinde, tek gelirli ailelerde, bir çocuğun üniversiteye gitmesi bile bir hayalken, G ehliyeti almak gerçekten neredeyse imkansız bir şey. Durum böyleyken, ehliyetin erişilebilirliğini artırmanın ve herkes için eşit fırsatlar sunmanın yolları neler olabilir? Belki de toplumsal cinsiyet ve çeşitliliği göz önünde bulundurarak daha düşük maliyetli kurslar ya da devlet destekli projeler oluşturulabilir.
Sosyal Adalet Perspektifinden G Ehliyeti
Sosyal adalet, herkesin eşit fırsatlar ve kaynaklara erişebilmesini sağlamayı amaçlar. G ehliyeti meselesi de sosyal adaletin büyük bir parçasıdır. Birçok kişi için sürücü belgesi, sadece bir araç kullanma yetkisi değil, aynı zamanda hayatlarını daha bağımsız şekilde sürdürme anlamına gelir. Bununla birlikte, ehliyet almak, bir kişi için istihdam fırsatlarını artırabilir, toplu taşımadan bağımsızlaşmayı sağlayabilir ve kişisel özgürlüğü artırabilir. Ancak bu fırsatlar, toplumun her kesimine eşit bir şekilde sunulmuyor. Maddi durumu iyi olmayan, toplumsal cinsiyet rollerinden ötürü engellenen ya da farklı kültürel bağlamlara sahip bireyler, G ehliyeti almakta ciddi zorluklar yaşayabiliyorlar.
Bir düşünceye göre, daha fazla insanın erişebileceği, sosyal adalet anlayışına uygun bir G ehliyeti sistemi oluşturulması, bu eşitsizliğin üstesinden gelmek için önemli bir adım olabilir. Örneğin, gelir seviyesine göre ehliyet ücretlerinde farklılıklar ya da ücretsiz eğitimler gibi uygulamalar, toplumsal eşitsizliğin bir nebze olsa da azaltılmasına yardımcı olabilir.
Sonuç: Gelecekte Nasıl Bir Değişim Olacak?
G ehliyeti almak, bireylerin hayatlarında önemli bir dönüm noktası olabilir. Ancak bu süreç, toplumsal cinsiyet, çeşitlilik ve sosyal adalet açısından birçok engel ile karşı karşıya. İleriye dönük olarak, G ehliyeti almak için gereken maddi, sosyal ve kültürel engellerin kaldırılması, toplumda daha eşit fırsatlar yaratılması açısından kritik olacaktır. Belki de gelecekte, bu eşitsizlikleri ortadan kaldıracak ve herkese eşit fırsatlar sunacak çözümler bulabiliriz. Ama şimdilik, toplumsal cinsiyetin, çeşitliliğin ve sosyal adaletin G ehliyeti konusundaki etkilerini göz önünde bulundurmak, bu sorunları daha derinlemesine anlamamıza yardımcı olacaktır.