Tahsis Süreci Başlamıştır Ne Demek? Gerçekten Başladık Mı, Yoksa Hala Bir Yalanın Peşindeyiz?
Tahsis süreci… Nedir bu sürecin gizemi? Gerçekten başlamak mı? Yoksa sadece bir slogan mı?
Tahsis süreci başladı, diyorlar. Ama gerçekten de başladık mı? Yoksa yıllardır süren bir oyun mu? “Tahsis süreci başlatıldı” gibi kelimeler, aslında bir şeylerin değişmeye başladığını mı işaret ediyor, yoksa sadece bir tür politika tiyatrosu mu? Kamuoyu açıklamalarıyla yapılan bu tür duyuruların ne kadar anlam taşıdığını hepimiz az çok biliyoruz. Ancak bu kez farklı bir bakış açısıyla ele almak gerek. Gerçekten bir değişim yaşanacak mı, yoksa sadece yapılacak işler sürekli ertelenmeye mi devam edecek?
Bunlar, tahsis süreci başladığında kafamızda yankılanması gereken sorular. “Tahsis süreci başlatıldı” ifadesinin ardında genellikle bir anlam karmaşası yatar. Çünkü bu süreçler çoğu zaman sadece bürokratik adımların hızlandığını gösterse de, gerçek dünyada somut değişikliklere yol açmaz. Bugün, tahsis sürecinin başladığı açıklamalarına, ne yazık ki olumsuz bir eleştirmen gözlüğüyle bakmaktan başka çaremiz yok.
Herkesin Konuştuğu Ama Kimsenin Anlamadığı Bir Kavram: Tahsis Süreci
Tahsis süreci, bir kaynağın, yardımın, hakkın veya fırsatın, belirli gruplara veya kişilere tahsis edilmesi olarak tanımlanabilir. Ama bu basit tanımlamayı bir kenara bırakalım. Gerçekten de, tahsis sürecinin içeriğini bilmek ve anlamak, basitçe devlet veya şirket açıklamaları ile sınırlı mı kalıyor? Yoksa daha derin, daha karmaşık bir anlam taşımakta mı?
Birçok sektörde tahsis süreci, özellikle kamusal projelerde, büyük ölçüde yalnızca formel bir aşama olarak görülüyor. Burada bir kaynak belirleniyor, yasal bir işlem başlatılıyor ve her şey bir imzaya bağlı hale geliyor. Fakat bunun ötesinde, bu sürecin gerçekten adil olup olmadığı, toplumun her kesiminin faydalanıp faydalanamayacağı tartışmalıdır. Burada en kritik soru şu: Bu süreç gerçekten herkese eşit fırsatlar sunuyor mu, yoksa belli grupların çıkarlarını mı kolluyor?
Gerçekten de, tahsis sürecinin başladığı an, kamuoyunun bu süreçte sadece dışarıdan izleyici rolünü üstlendiği bir dönemin habercisi mi? Bizler, sürecin sonunda nasıl bir gerçeklik ile karşılaşacağız? Aynı meselelerin bir kez daha sürekli olarak ertelendiği bir sistem mi, yoksa hakikaten bir değişim mi bizi bekliyor?
Bir Adım Atıldı mı, Yoksa Yine Mi Sözde Kalacak?
Tahsis süreci hakkında yapılan açıklamaların arkasında, genellikle sadece bürokratik bir hız artışı bulunur. Peki, gerçekten bu hızlı adımlar somut değişimlere yol açar mı? Şu an için bu, pek de bir şey ifade etmiyor. Çünkü bu süreçlerin birçoğu, bir şekilde uzun vadeye yayılmış ve uygulamada zorluklar yaşanmış sistemlerdir. Dahası, tahsis sürecinin “başlaması” çoğu zaman sadece yönetimsel değişiklikleri işaret eder ve bu da gerçekte fazla anlam taşımaz.
Sürecin uygulanabilirliğini sorgulamak lazım. Kamu kaynaklarının, özellikle toplumun daha az şanslı kesimlerine ulaşması gerektiği zamanlarda, tahsis süreci adaletsizliğe yol açabilir. Belirli gruplar, diğerlerinden önce hak sahipliği kazanabilirler. Bazen ise fırsatlar, sadece siyasi bağlantılara dayalı olarak “tahsis edilir”. Burada karşımıza çıkan soru şu: Tahsis süreci, gerçekten toplumun her kesiminin ihtiyacını karşılayacak mı, yoksa yalnızca belirli bir grubun çıkarlarını mı savunacak?
Adaletin Kırılgan Hatları: Tahsis Süreci Adil mi?
Tahsis süreci adaletin simgesi mi, yoksa onu kendi çıkarları için kullananların bir aracı mı? Bu sorunun cevabını kesinlikle vermek zor. Ancak açıkça söylemek gerekirse, çoğu tahsis süreci, adaletten daha fazla bürokratik kayıplar ve zorluklar içeriyor. Hangi grupların faydalanacağı, hangi projelerin öne çıkacağı, ne yazık ki genellikle şeffaf olmayan kararlar sonucu belirleniyor. Bunun sonucunda, toplumun adil bir şekilde faydalanıp faydalanmayacağı sorusu, cevapsız kalıyor.
Tahsis süreci başladığında, şeffaflık ve hesap verebilirlikten ne kadar söz edilebilir? Gerçekten halkın çıkarları korunacak mı, yoksa yalnızca belirli grupların menfaatleri mi sağlanacak? Bu sorular yanıtlanmadan, tahsis süreci “başlamak” sözcüğünden daha fazlasını ifade etmez.
Sonsuza Kadar Sözde Başlayan Süreçler mi? Sözler Mi Gerçekten Başladı?
Sonuç olarak, “Tahsis süreci başlatıldı” ifadesi, çoğu zaman sadece kamusal bir açıklamadan başka bir şey değildir. Bu tür açıklamalar, ne yazık ki çoğu zaman gerçekte somut bir adım atmaktan çok uzak kalır. Herkesin konuştuğu ama kimsenin gerçek anlamda sorgulamadığı bu tür açıklamalar, genellikle kamuoyunun dikkatini dağıtmaktan başka bir işe yaramaz.
Gerçek değişimin ne zaman geleceği ise, tahsis sürecinin başladığı açıklamaların çok ötesinde bir sorudur. Bizler, bu süreçleri sorgulamak ve takip etmekle sorumluyuz. Eğer gerçekten bir değişim istiyorsak, tahsis sürecine bakış açımızı değiştirmek zorundayız. Aksi takdirde, sözde başlayan her süreç, yine sözde kalacaktır.